Ellerimde Sevdanın Yanık Kokusu…

Dokunduğum en sıcak Ağustos akşamısın

Ellerimde sevdanın yanık kokusu…

Gezindiğim avare bir deniz kıyısı

En güzel mehtap sensin denize dost

Aradığım bulunmayan haykırdığım duyulmayan

Sen asla dün olmayan bir yaşanmamış an

Saçların rüzgarsa gözlerin nerede?

Sesin şarkılarda nerede

Yüreğin…

Ellerimde sevdanın yanık kokusu…

Ey adı sevda nerede?

Ellerin…

Aradığım bulunmayan haykırdığım duyulmayan

Sen asla dün olmayan bir yaşanmamış an…

FD

Sana hiç kızmadım aslında. Kızdığım kendimdim her zaman… Suçlu aramaksızın… Bir suçlu var ise o da Eros’tu… Sana attığı okun dozajı benimki ile aynı bile olsa, sen bağışıklık kazanmıştın aşk hastalığına… Ben ise ne olduğunun farkında varana kadar sen çoktan gitmiştin…

Şimdi yoksun…

Yokluğunda bile seni incitmekten korkarak yaşıyorum… Yokluğuna seni fısıldayamıyorum artık, üzülmeyesin diye… Kalbim senin adınla ritim tutarken, hasretinin ömür boyu olacağını ona söylemekten korkuyorum. Bu haber ona çok ağır gelir diye…

Kara haber…

Gördüğüm her sevgilide seni görüyorum. Dayanamayıp uyarıyorum herbirini: “Aman kıymetini bilin bu anlarınızın…” diye… İncitmeyin …

Hala korkuyorum. Yazdığım her harften… Sana muhalefet eder diye… Yüreğinin burkulmasına bile tahammül edemezken…

Hayat bana seni tekrar bahşetmeyecek mi? Hayatımın yegane sebebinin sen olduğunu anlamışken…

Ve seni asıl şimdi tanımışken, hayatın bana bu cimri davranışı neden? Ya şansa ne demeli? Her zaman arkamdan vurmuşken beni… Sana nasıl anlatabilirim ki, içimde artık tamamen “sen” olduğunu?

Seninle dolduğunu…

Ne kadar isterdim beni sadece bir gün dinleyebilmeni… O gün sadece sana seni anlatmayı… O kadar anlatsam ki bendeki seni…. Sen bende, ben sende olabilsem…

Kanatlansak…

Çok incitmişler seni…

Öyle bir deva olsam ki… Tüm yaralarını kapatsam. Bütün hepsini silsem… Sadece sana adanmış Lokman Hekim olsam… Ben senle yaşasam… Sen sadece mutlu olsan.

Sen…

O kadar narinsin ki…

Yaralarını sararken… Başka yaralar açtım. O kadar tahrip edilmişsin ki tedavi ters tepiverdi… Her müdehalemde kanayan yaralarınına göz yaşım karıştı.

Sardım, sardım, sardım….

Seni kurtarmak hayat gayem idi…

Sonra ölümü istedin…

Kabüllenemedim…

Savaştım…

Yenildim…

Ve ben de ölümü seçtim…

Şimdi çizginin öbür tarafında yine seni arıyorum…

Sende kaybolmak için…