Bu yazıda tüm ilham perilerini yardıma çağırıyorum. Öyle bir yazı yazmak istiyorumki, içindeki tüm duygular özgür kalsın istiyorum… Eros bir kez daha yardım etsin istiyorum; mümküse iki dozaj okla… Eskiden dünyada benden iyi insanlar olduğunu düşünürdüm. Onları hep büyük ve daha üstün görürdüm. Mütevaziliği düstür eylemişken, en sevdiğim kişiyi bile elimden alsalar anlayışla karşılardım. Neydi o eski ben? Beni bu kadar iyi yapan ya da aptal… Din mı? Şimdi tam tersini düşünüyorum, yoruldum insanları taşımaktan. Etrafımdaki herkesi kendimden küçük ve aciz görüyorum. Öyleler… Bunu artık anlamışken, eski kendime göre ise, kendim bu durumdayım… Annemin beni yetiştiriş tarzını anlayamıyorum… Ne amaçladı ki iyi bir insanla? Bu dünyada herkes ölmeyi haketmişken… Neydi […]
Read More →Author: Yücel Kılıç
Mahpus…
Günler geçmek bilmiyor beni kapattığın hapishanede… İçindeki hücrem çok soğuk, Karanlık… Mantık insafsız bir müdür Eski anıların gaddar birer gardiyan… Yan hücrede bana ait duyguların, dertleşiyor benimle… Fısıldaşınca başlıyor işkence Gardiyanlar… Duvara attığım her bir çentikle Başlıyorum kazmaya tünelimi Kaç yıl sürer bilmeden Kazıyorum kalemimle… İlk tünelim yan hücreye… O masum sana… Sonra özgürlüğe… Sevgili… Son bir şansa… Son bir aşka…
Read More →İNCİ(T)ME…
Arama, Sahte yüzlerde sevdayı… İyi hissederken bugün kendini, Yarına prangalar vurur yüreğin… Yüzün o kadar masum ki, Bendeki aynanda… Göremez perdeli gözler, Asla benim gibi… Gitme… Kalbini götürme sahte yoldaşlara… Sana sonsuzluğu vaadediyorken, Bitirme yüreğindeki son yudum seni… Küllerinden doğmak varken, Kır zincirlerini… Göreceksin… En güzel günler sahte anlarından daha da yakın… Hisset, İçindeki sevgi kırıntılarını… Şu an özgür müsün? Yüreğin hala titriyorken… Her an kuşlar gibi özgür olabileceğin bir gelecek sunuyorken… En parlak yıldıza bak… Görmek için kendini… Kıyaslama, Ölçme, Biçme, Tartma… Sadece sev sevgili… Sığmaz ki içimdeki sen evrene… Aldığın her bir tutamımda, Buram buram sevgi kokuyorken… Hayat incitir seni…
Read More →YOLDA 6: DİKKAT MELANKOLİ İÇERİR!
Yoldayım… Aslında başlığın “Melankoli İçermez” olmasına karar vermiştim. Ta ki kardeşimi askere uğurladığım anda yaşanılan duygu seline şahit olana dek… Annem, babam, babaannem, halalarım, kuzenlerim ve ben. Hiç birinin vedalaşması o kadar etkilemedi beni, ben de dahil… Anne ana gibi… Baba baba gibi, hala hala gibi uğurlamıştı. Ama birisi vardı ki o bambaşka idi. Ana gibi içten, baba gibi yürektendi belki de. Ama en önemlisi ruhundan bağımlıydı ona. Kimdi mi o? Yavuklusu… Belki de içinde bulunduğum ruh halinden dolayı öyle görmüştüm. Annemin gözyaşı ile onun gözyaşları belki de benim samimiyetimden dolayı eşdeğer görünmeye başlamıştı. Her ne ise… Sonuçta ortada bir gözyaşı vardı. Evrende en değerli bulduğum su damlacığı. Benim için […]
Read More →YOLDA 5: ÇALINMIŞ ATEŞ
Yoldayım… Nartların efsanesi aklıma geliyor. Nartlardan çalınan ateş ve o ateşi geri almak için verilen mücadele… Senle tanışmadan önce ateşi olan ve yaşamı ona bağlı bir Nart iken, şimdi ateşini sana çaldırmış savaşçı oldum. Geri alabilecek miyim tıpkı efsanedeki gibi? Yoldayım… Senin için yazdığım şarkıyı dinliyorum defalarca… Dinlediğinde ne hissedersin? Yüreğinin zincirlerini kırmaya ilhamın yeter mi? Ya da yüreğin titrediği zaman yine renk vermez misin? Yoldayım… Niçin sendeyim bu kadar hiç düşündün mü? Divane olduğum için mi? Yoksa bir mecnun olduğum için mi? Sendeyim çünkü; bu dünyaya sadece seni mutlu etmek için gönderilmiş bir Nart olduğumu anladığım için sendeyim… Yanındakiler anlar mı seni? Kendi yanındakilerin kıymetini bilememişken? Senin yanındayken hiç […]
Read More →