Sonsuzluğun ilk yılı

Çocukken bile seni merak ederdim ben…

Çocukken bile seni görmeden severdim, kim olduğunu bilmeden; hem saygı duyar hem severdim.

Şimdi ne yapıyor acaba diye ufka bakardım, hiç anlamsız gelmezdi.

Seni ilk gördüğüm an anladım eşim olacağını!

O yüzden, yılmadan, bıkmadan sevdim!

Okulda, parkta, yollarda, uzakta, işte, senin şehrinde ve bizim şehrimizde sevdim…

Seni sevmenin acısını da tatlısını da yaşadım. Sana şarkılar, şiirler, yazılar yazdım…

Yokluğun ortasında, varlığın göbeğinde farketmeksizin; sevdim, sevdim, sevdim…

Tiyatroda, konserde, müzede, sinemada aslında seni izledim, dinledim, baktım, düşündüm…

Kısacası Rüya gibiydin…

Şimdi…

Sonsuzluğun ilk yılını doldurduk… Bu ilk yılın da ötesinde, seninle hayalini kurduğum dünyanın şimdi tam ortasındayım…

Evliliğimizin enberisinde kütlemiz arttı bu fezada… Kimi zaman bir oduna dönüşmüş, uykucu bana göstermiş olduğun anlayışa ne kadar teşekkür etsem azdır. Bu yazıda bunlardan bahsetmem uygun olmasa da, senin de bir cadıya dönüştüğün anlar olmadı değil! 🙂

Sence aşkı öldürür mü evlilik? Aşkı öldürdüğü söylenir ya hep(!) Evet bence öldürüyor(!); sahte, yapay, sanal ne varsa öldürüyor… Ama sevginin karşılıksız olanını, özgür olanını doğuruyor. Aşkın zincirlerini, prangalarını bir bir kırıyor her günle… Sevdiğini sadece saf halde görebildiğin tek mabet oluveriyor birden evlilik…

Bu yüzden, iyi ki her dakika bir nefes kadar uzağında olabileceğimi biliyorum, güven veriyor kokun bana…

Fakat, evlendiğimizden beri anlayamadığım bir şey var… Nasıl tanıyorsun beni benden çok?

Üşürsün dediğinde üşüyorum!

Düşersin dediğinde düşüyorum!

Eş olmayı anlarım, eşden öte ben olmayı nasıl başarıyorsun?

Hakikaten de ne güzel şey seni sevmek! Sevmekle birlikte sevildiğimi de bilmek!

İmza atalı 31557600 saniye oldu… Güneş yine RA: 05h 29m 13.3s, DEC: 23° 14′ 51.9″ ki konumuna geldi. Zannediyorum -kısmen- ilk ve tek yalnız geçireceğimiz enberimiz olacak bu. Şimdilerde yalnızca paçalarımızı sıvadığımız zamanın azgın debili nehri, bizi nerelere götürecek? Hangi şelalelerden düşürecek, hangi dingin sularda bırakacak bilemiyoruz… Ama o azgın suları seninle aşmak, dingin sularda beraber yüzmek zaten güzel olan… O yüzden hiç korkum yok!

En büyük zevkim olan uyandığımda seni görmek, sonsuza kadar süremeyecek biliyorum… Ama; sonsuz zamanın içerisinde önemsiz bir zaman parçasında senin olmak en büyük şansım olsa gerek…

Bu şansı bana verdiğin için fezadaki yıldız sayısı kadar teşekkür ediyorum sevgili eşim!

Bu yüzden, sonsuzluğun ikinci senesinde; daha az uyuyan, mızmızlanan, yemek seçen, daha çok yardım eden, bir eş olacağıma söz veriyorum!