Category: Serbest Yazılar

YOLDA 8: UZUN YOL

Yoldayım, yoldasın… Çok uzun bir yolculukta, uzaklara bile alıştığım, ama sensizliğe alışamadığım derin bir yolculukta… Çok yollar kattetik farkındayım. Çok dağlar, denizler aştık beraber… Yolda oldum, yolda oldun… Ayları yıllar gibi yaşayıp, ayın ardından gelen sevinç günlerini saniyeler gibi geçirdik… Belki de sınanan bir aşkın iki kararlı yolcusuyduk… İnandık ve bunun için yoldayız. Fezaya adanmış hayatlarda iki dağda iki sevgili… Yoldayım,  yoldasın… İçimin dibine kadar özlemle dolu olduğu, kokuna hasret, dağ kokuları arasında yoldayım… Etraf karanlık sadece penceremden doluna giden ay görünüyor, yüzünü görüyorum orda… Güneye giden aracın içinde umarım ona bakmayı ihmal etmezsin… İçimden geçen ilk soru… Sen de beni görür müsün? Yoldayım, yoldasın… Uzun zamandır sana yazmadan seni […]

Read More →

AN’KARAR

Resmi yazışmaların üşengeç durgunluğunda, yüce makamların çekişmeleri arasında geç kalan hayatlarımız, tıpkı doldurulmayan ajandalara benziyor… Yıllar sonra elimizde bulunan zamanı geçmiş içi boş ajandalara… Akademik hayat aslında hayalimin ta kendisi idi… Ama aslında hayalimin ta kendisi olduğunu uzakta olduğum şu anlarda anlıyorum. Yine önümde tamamlamam gereken prosedürler olacak… Sana kavuşmam için ya zaman, ya uzaklık ya da maddi anlamda bir şeyden taviz vermeliyim değil mi? Yoruluyorum… Yanlış anlama senden değil… Hayattan… Çok yoruyor… An kararıyor gözlerimde… Senin şehrin kararıyor… Ama yine de o karanlıkta olmak istiyorum… Beş parasız… Bekleyişler, umutlar, umutsuzluklar… Aslında hepsi birilerinin üşenerek baktığı o kağıtların arasında uçup gidiyor… Basit bir imza oysa ki, basit bir antetli A4 […]

Read More →

Uzakta Olmak…

Uzakta olmanın katmerli acısını, her sabah uyandığımda şehrin kuru havasıyla beraber boğazımda hissediyorum. Mesai saatleri beni on metrekareye hapsetse de… Kendi işimde çalışmanın verdiği mutluluk ile sahra kadar geniş bir mekanda olduğumun bilincindeyim… Bütün bunlar bir yana, O’ndan uzak olmanın farkındalığını neredeyse baktığım her insanın yüzünde tekrar yaşıyorum. Dedikleri gibi de değil buraların soğuğu… Beni üşüten soğuk da değil esasında… Alıştığım mekanların tadını bulamayışımda hissediyorum belki de buraların soğuğunu iliklerime kadar… Tutamadığım elin sıcaklığını beynimde hissettiğim zaman üşüyorum donarcasına… Buraların sözde soğunda bereyi sırf o istedi diye takıyorum… Yoksa ne zaman taktığım görülmüştür ki kafama ondan başka bir şey? Soğuk burada yalnızsan işler ancak… Sevdiğin yanında yoksa… Bir dost seni […]

Read More →

Aşık olmak ya da olmamak!

Her sabah onunla uyanmak… Güne onunla başlamak… Yüzünü yıkadığında aynada kendini değil onu görmek… Hızlıca hazırlanıp, bir an önce ona kavuşmaya çalışmak…. Her sabah telefona sarılıp ona geleceğinizi müjdelemek… Evden çıkmak ve sizi ona geciktiren veya gelmeyen vasıtaya sövmek… Vasıtaya binmek ve yolculuk esnasında yine onu ve onla geleceği düşünmek… Otobüsten, metrodan sıkış tıkış inmek ve koşar adımlarla ilerlemek… Ve her sabah onu gördüğünde ilk günkü heyecanı yaşamak… Sarılmaya çalışmak, ama çekingen olmak… Elini tutmak, hiç bırakmamak… O sabah nereye gidileceğini hep birbirinden beklemek… Sonunda karar vermek… İlk olarak “iki çay ve kaşarlı tost söylemek”… Gelecekten beraberce bahsetmek…. Sohbette taa Feza’ya kadar çıkmak… Her ay gidilecek oyunların, filmlerin sergilerin, etkinliklerin […]

Read More →

Yoldasın…

Yoldasın!… Gönlünde bana olan hasrete sevindiğim, en hüzünlü gurbet şarkılarını dinleyerek yoldasın… İçin içine sığmayarak gittiğin yerin heyecanını sürekli özlemin gölgeleyerek… Yoldasın!… Sensizliğe karşı bağışıklı, ama hasretine karşı biçare kaldığımı görmeyerek ve sabah olduğunda seninle buluşmak için can atma telaşlarımı o yolculukta bavuluna tıka basa doldurduğunun farkında olmadan yoldasın… Yoldasın!… Her gün yolunu gözlediğim, “sayılı gün çabuk geçer” sözünün ne kadar yalan olduğunu anladığım, her bir saniyesini bir güne bedel saydığım, bitmek bilmeyen yoldasın… Her gittiğin yerde yanında en mızmız halimi bile aradığın… Sensiz bir yudum bile içemediğim lattede, köpüğüne isminin baş harfini yazıp, saatlerce ona baktığım… Tipsizliğime tipsiz, düzensizliğime düzensizlik kattığım, anlamsız geçen günlerin tek başına sebebi olan amansız […]

Read More →